“Küresel Isınmayla Mücadelede Nükleer Haksız Bir Şekilde Görmezden Gelindi” – 5795

“Küresel Isınmayla Mücadelede Nükleer Haksız Bir Şekilde Görmezden Gelindi”

Boev, “Gelecekteki enerji karışımının sürdürülebilir olmasını istiyorsak, nükleer enerji bir zorunluluktur” dedi.

NEREDEYSE EMİSYON YOK

Boev konuyla ilgili olarak yazdığı makalede, iklim değişikliği ve sera gazı emisyonları sorununu çözmek için birçok kuruluşun elinden geleni yaptığı iddiasında olduğunu ifade etti. Boev şu tezlere dikkat çekti:

“Son 20 yıl boyunca pek çok plan gördük ancak alınan sonuç çok yeterli değil.Temiz enerji kaynaklarına (özellikle yenilenebilir enerji kaynakları) trilyonlarca dolar yatırım yapıldı, ancak küresel CO2 emisyonları artıyor.Pek çok hükümet makul olmayan ve adaletsiz bir şekilde, nükleer enerjiyi, 2018’de yeni bir seviyeye ulaşan karbon emisyonu sorununu çözmeye yönelik güvenilir bir seçenek olarak unuttu.Ekolojik açıdan bakıldığında, nükleer enerji, tüm enerji kaynaklarının en iyi emisyon profillerinden birine sahiptir.Modern bir nükleer enerji santralinden gelen CO2 (karbondioksit) emisyonu o kadar düşüktür ki, özellikle kömür santralleri gibi temel kaynaklar ile karşılaştırıldığında neredeyse hiç yoktur.Birçok ülke nükleer enerjinin bu büyük avantajını görmezden geliyor.”

ALMANYA’DA ELEKTRİK ARTIK DAHA PAHALI

Bu avantajlara rağmen Almanya gibi bazı ülkelerin nükleer enerjiden çekildiği duyurusunda bulunduğunu ve yenilenebilir enerjiye ağırlık vermeye başladığını ifade eden Boev makalesinde,“Alman kışları o kadar güneşli değil.Sonuç olarak, ülke, yedek yük olarak büyük oranda kömüre güveniyor.Bu nedenle, yenilenebilir enerji kaynaklarının değişkenliği (ve belirsizliği) Almanya’yı kömür santrallerine bağımlı kılıyor.Yenilenebilir enerji ekonomisi de Alman haneleri için iyi bir şey değil.2017’de Almanlar,kWh başına 28.18 euro cent ödüyorlardı.Eurostat verilerine göre, 2018’de bu sayı kWh başına 30.5 euro cente ulaştı.Böylece Almanya, Avrupa Birliği’nde en yüksek elektrik fiyatlarına sahip oldu.Öyleyse neden Almanya kendi iklim hedeflerine ulaşamıyor?Neden karbon salınımı artıyor?Asıl sebep açık. Almanya nükleer gücü bir seçenek olarak görmüyor” dedi.

NÜKLEERDE EN BÜYÜK PAYA SAHİP FRANSA’DA KARBON AYAKİZİ ALMANYA’NIN YARISI KADAR

Almanya örneğinde yenilenebilir enerji portföyü oluşturmak için yapılan tüm yatırımlara rağmen emisyonlarda artışın bulunduğu kaydeden Boev, nükleer enerjinin en büyük paya sahip olduğu Fransa’da ise, karbon ayak izinin Almanya’nın yarısı kadar olduğuna dikkat çekti.

Avrupa’nın yanı sıra Asya’da da dikkat çekici adımlar atıldığını vurgulayan Boev makalesinde,Çin’in hızlı şekilde nükleer yatırımlar yaptığına işaret etti. Nükleer enerjide 21 yeni reaktör eklemeyi planlayan Hindistan’ın da diğer büyük Asya ülkeleri için uygun bir seçenek olduğunu belirten Boev şöyle devam etti:

“Jaitapur Nükleer Santrali kurulduktan sonra, toplam net 9990 MWe üretim kapasitesi ile dünyanın en büyük nükleer santrali olacak.Şu anda Hindistan, toplam kurulu gücü 6780 MWe olan 7 nükleer santral tesisinde 22 reaktör işletmektedir.Bu Hindistan’ın enerji karışımının sadece yüzde 3’ü. Neden Hindistan’da daha fazla nükleere ihtiyaç var?Sebepler Çin’dekiyle aynı. Hindistan’ın ekonomisi canlanıyor.Ekonominin, sanayi ve imalat sektörlerinin büyümesi, elektrik talebini artıyor.Tıpkı Çin gibi, Hindistan’ın da emisyon profilinde büyük bir sorun var. Hükümetin nükleer genişleme planları gerçekleşirse, Hindistan’ın enerji karışımı daha temiz olacak.”

SÜRDÜRÜLEBİLİR ENERJİ İÇİN NÜKLEER BİR ZORUNLULUK

Gelinen nokta itibariyle nükleer enerjiden uzaklaşmanın verimsiz olduğu belirten Boev,sözlerine şöyle devam etti:

“Artan CO2 emisyonu sorununu ele almak istiyorsak, nükleer enerjiyi düşünmemiz gerekir.Gelecekteki enerji karışımının sürdürülebilir olmasını istiyorsak, nükleer enerji bir zorunluluktur.Nükleer enerjinin Asya gibi enerjiye aç bölgelerde önemli bir rol oynayacağı açıktır. Nükleer, batı ülkeleri için de uygun bir seçenektir.”

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu