Samsun’da Sel Felekatinin Ardından Bulaşıcı Hastalık Tehlikesi – 5946

Samsun’da Sel Felekatinin Ardından Bulaşıcı Hastalık Tehlikesi

Samsun’un bazı bölgelerinde sağanak nedeniyle dereler taştı, bazı ev ve iş yerlerinin zemin ve bodrum katlarını su bastı, tarım arazileri su altında kaldı. Sel suları nedeniyle bazı köprüler yıkıldı. Özellikle Terme ilçesinde sel suları denize akamadığı için büyük birikintiler oluştu.

 

Sel felaketinin ardından getirdiği tehliklerden bahseden Samsun Tabip Odası Başkanı Dr. Murat Erkan ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarına dikkat çekti.

 

Samsun Tabip Odası’ndan yapılan  yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi;

 

“Pek çok  olağandışı durumda olduğu gibi sellerde de  çevre sağlığı hizmetleri, sağlık hizmetleri yönetiminde önceliğe sahiptir. Her zaman özenle yürütülmesi gereken koruyucu sağlık hizmetleri, sel sonrasında da  aksatılmadan sürdürülmelidir.

 

Sel felaketlerinin ardından en çok bulaşıcı hastalıklar görülmektedir. Sel sonrasında suyla bulaşan enterotoksijenik E-Coli enfeksiyonları, Şigellozis, Hepatit-A, Leptospirozis hatta Giardiazis salgınları görülme riski artar. Genellikle sel bölgesinde, sel öncesinde görülen hastalıkların salgın yaptığı görülmektedir.

 

Sellerden sonra öncelikle su ve besin kaynaklı ishalli hastalıkların ortaya çıkmasını beklenir. Burada temel etken, su, kanalizasyon altyapılarının zarar görmesi, özellikle de sağlıklı içme ve kullanma suyu sağlanmasında görülen aksaklıklardır.

 

Bir başka temel etmen, vektör üreme alanlarının artmasıdır. Vektör ve kemiricilerin kontrolü bu bağlamda önemlidir. Olağan koşullarda vektörle bulaşan hastalıkların sağlık riskleri oluşturduğu bölgelerde olağandışı durumlar sonrasında vektör üreme alanlarında genişleme ve insan vektör ilişkisinde artış  görülmesi, buna bağlı olarak vektörlerle bulaşan hastalıkların çoğalması beklenir.

 

Sellerden sonra yuvaları bozulan fare gibi kemiricilerin ve yılan, akrep gibi canlıların oluşturduğu sağlık risklerinde artış görülebilir. Fare gibi kemiriciler sel ortamında artar ve enfekte fare idrarı ile kontamine olan sel suları ile bütünlüğü bozulmuş ciltlere temas sonrası “leptospirozis” olguları görülebilir. (İzmir’de 1995 yılı kasım ayında yaşanan ve 62 kişinin öldüğü selden sonra toplam yedi kişide leptospirozis saptanmış ve bu hastalardan  bir kişi ölmüştür.)

 

Sivrisinek üreme alanlarında bir artış olması, bölgede sel öncesinde varsa sıtma olgularını artırabilir.

 

Suların içindeki sıvı ve katı atıkların cilde temas etmesi sonucu deri enfeksiyonlarının da artmasını beklenir.

 

Selin ev ve ev eşyalarını etkilemesi, sel geçtikten sonra da etkili olur. Bu etkileme, sağlık sorunlarını uzun döneme yayar. Bu arada, sel sırasında yaşanan sağlık sorunlarının zamanında tedavi edilmemesi, sağlık sorunlarını ağırlaştırır, komplikasyonlara yol açar, tedaviyi zorlaştırır.

 

Önerilerilerimiz :

 

1- Sel riski olan bölgede, hangi sağlık sorunlarının yaşanabileceği önceden değerlendirilmelidir.

 

2- Düzenli bir bilgi toplama sistemine sahip olmak, kritiktir. Yoksa, oluşturulmalıdır.  Bu salt bürokratik bir işlem olarak kabul edilmemelidir; bununla, olası hastalıkların/sağlık sorunlarının erken belirlenmesi ve zamanında müdahalesi mümkün hale gelir.

 

3- Selden etkilenen evlerde yaşayanlar hergün ziyaret edilerek, sağlık sorunları izlenmelidir.

 

4- En önemli ihtiyaç, sudur. Sel bölgesindekilere, günlük ihtiyacı kadar temiz su sağlanmalıdır. Su dezenfeksiyonu için en kolay ve en hızlı etki gösteren yöntem klor uygulamasıdır. Suların sürekli dezenfeksiyonu sağlanmalı, sağlıklı olmayan sular için, evlere klor tabletleri dağıtılmalıdır.

 

5- Halk, kaynağını bilmediği suları kullanmamaları uyarılmalıdır. Sel sularıyla temasın önlenmesiyle ilgili eğitim yapılmalı, bu durumla karşılaşanların ciltlerini sabunlu suyla yıkaması önerilmelidir.

 

6- Kısa sürede, vektör kontrol önlemleri alınmalıdır. Sıtma için, bu çok önemlidir. Fare ve benzeri kemiricilerin risk durumu da değerlendirilmelidir.

 

7- Aşılama hizmetleri aksatılmadan sürdürülmelidir. Özellikle gebe ve çocukların rutin aşıları aksatılmamalıdır. Sel sırasında toprak, çamur, vb. ile kirlenmiş, derin yarası olanların tetanos bağışıklaması yapılmalıdır.

 

Sel felaketinin yaşandığı bu bölgede, olayın tüm izleri silinene kadar, sorumlu kurumlar olan Terme Belediyesi ve Kaymakamlığı, Büyükşehir Belediyesi ve Sağlık Müdürlüğü eşgüdüm içinde en üst seviyede duyarlılık göstermek suretiyle çalışma sergilemelidirler.

 

Terme’de yaşanan sel felaketi zaten zor durumda olan kırsal bölgede yaşayan vatandaşlarımızı daha da zor bir duruma sokmuştur. Yetkililerin yapmış olduğu açıklamalar sözde kalmamalı, en  hızlı ve etkili şekilde sorunun üzerine gidilmelidir. Bu, aynı zamanda bölgede yaşanan travmanın, ekonomik, sosyal ve psikolojik  etkilerinin en aza indirilmesi için de önemlidir.

 

Konuya ilişkin tüm sorumlu kurumları göreve davet ediyor, sürecin kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmasını diliyoruz.”

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu